Engel tanımayan yegâne duygu, türü ne olursa olsun bir o kadar da parçalara bölünebilirken içeriğini, özelliğini, güzelliğini, cazibesini yitirmeyip, yürek denkleminin kesin ve gerçek tek sonucu, madde ile mânânın bileşkesi, '' sevmek '' deyiminin çok ötesi tutku, beğeni ve benzeri duyguların hafîsi.. Aşk..
Her mânâ gibi aşkta değerini insanda bulur.
Duygu yoğunluğunu olabildiğine yaşayan insanoğlunun '' Aşk nedir? '' sorusuna binlerce söz sıralaması mümkünken, aşkın keyfiyetinde hiçbir ikilem göremezsiniz. Birçok şekil, duruş ya da oluşumla izah edilmeye çalışılan şey üç harflik saltanattır.
Aşk, yaşadığını ve üzerinde taşıdığını iddia edenlerde şeklini, uğruna yapılanlarla da mertebesini gösterir.
Aldığı bu sıfattan başka hiçbir eklemeye ihtiyaç duymayan bu duygu hükümdarı, hükümranlığını sürdürdüğü evrende, muhatablarından hak ettiği değerini görüyor mu; o herkesim malûmu..
Özlem, hasret, yanma, yakılma ve daha pekçok hâl, değerini onda bulur. Aynı ateşte yanan nesnelerden biri sebebini aşka dayamışsa, o yanış, '' ateşe uçan kelebekler '' gibi naif ve ince bir özümseme ile nitelendirilir; diğer yanış aşksız ise, '' yandı bitti '' gibisinden basite indirgenebilir. Sanırım bütün duyguları insan kevgirine doldursak, sallama ve sallanmaların sonucunda elekte kalacak yegâne şey aşk olacaktır; elenince düşen diğer duygulara inat!
Elediğinde, eleğinde kalanın kıymetini bilenlerden olmak ümidi ile.. Aşk olsun!