En hoşuma giden hâllerim, uyku tutmayan gecenin bir vaktin de kalkıp yatağımdan, peşine düşmelerimdir harflerin. Harfler ki, hepsi birbirinden nazenin.
Her derdin devası, her şeyin ifâsı, her hâlin izahı, her rüştün ispatı, ruhunuzun imdadı, kaleminizin dostu; kalbinizin imzası… Harfler…
Görüyorum ve diyorum ki; ‘’ gözüme mi sevineyim, gördüğüme mi?
İlginçtir, nizam ve intizama pek riayet eder harfler. Nokta da durmayı, virgül de nefes almayı, iki nokta üst üste geldiğin de açıklamaya dikkat kesilmeyi, ünlem işaretinde derlenip toparlanmayı, soru işaretinde cevabı merakla beklemeyi, üç nokta yanyana da sonuca erilmediğini, bazı parantezlerde daralmayı, bazılarında açıklamayı vs. vs. bilir, bilir, bilirler harfler…
Onlar, bu kadar şeyi biliyor da, siz biliyor musunuz en önemli hasletlerini?
– Tahrif edilseler bile, size ihanet etmeyen tek varlıktır harfler.
Dikkat ettiyseniz, harfler aynı olduğu hâlde bazen mânâ değişir; mânâ bir olduğun da ise, harflerin yeri değişir. Karizma denen haslet ile pek övünmemeli bence; harflerin gölgesinde ki insan…
Lâkin onlara mahcup olmamak için söylemek zorundayım.
Dik durur onlar, eğik-bükük oluşları onların hâl keyfiyetidir. Değillerdir biz gibi oynak!
Kâfî gelir sanırım bunca şey? Şimdi bana müsaade, gidiyorum. Yastığıma başımı koyup, gözlerimi yumduğum da, hemen yanıbaşım da biten sevgililerimle haşır-neşir olmaya.
E hadi, şimdilik harfkalın…