duyuyor musun?
kaya kovuklarından, incir altlarından uykulu çığlıklar savrulur her gece
beynim girift sorular harmanı, kafamda meçhuller cevaplar isli…
zakkum, yaban mersinine inat taze yaralar gibi açıyor içimde, tam da ay ondördünde
kızıllığı sinerken gözlerimin geceye, dudaklarımdan dökülür; her hâlim garipliğime pervane!
uyuyor musun?