Melâl

hayret! gözlerim sürekli yıkanırken, neden gitmez izlerin bilmem! ve bir de heyhat, bilmezdim ki göz mercektir ve yansır, yansıtır. akla düşen Haşimce söz; " Melali anlamayan nesle aşina değiliz"

Ufka dalmak çok riya duruyor senli bedende. Bilesin, zaman arsız ve mevsimler yetim!

Deme artık düşler saklıyorum; de ki, düşler kuruyorum. Kalmanı istemem düşler durağında avuç sıkılmış baş parmak yukarda, el sallarken vicdana. Bil ki gelip geçecek 'duygu emici!' etrafından.. ve sen kalmış melül gözlerle..

dün, gecenin sabaha bakan vaktinde argos'la buluştuk 'ilave edersin' dedi, ettim;

Yokluğun nasıl bir şey ?
Bağlılık
Vefa
Dostluk,
iyi okur olma ve
Muhabbet dediğin, hep dediğin
O yokuşun dikenlerini temizliyorum ayaklarımdan !

***

oysa, 'sulu sepken olmasın' demiştik ya can kardeşim; oldu! neylersin.

***

haddimi aşarak
bir taş yuttum
boğazım paramparça
gönlüme
yaptığın işler kadar büyük
yüreğin düştü

varlığımı lanetlesem de
sen huzur bulma diye
küssem de zamanlar öncesi
göz yaşımı oyalasam da tanrılar kıskanmasın diye
topyekün reddetsem tüm kitapları
ve yaşamaktan yılarak..
sen
uzansam tutacak kadar yakın
tutup bırakacak kadar uzaksan…

ah be birtanecim
yalvararak
kaç gönül,kaç göz,kaç dudak
bu gece yarısında avaz avaz
bağırarak
seni çağırıyor
duyuyor musun?

Sevgili kardeşim Selma'ya.. mütercim oldum umudu ile.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *