Senli duygularımı darağacına yollarken içimden geçenleri nereden bileceksin. Adım atmazsan yol alamazsın ki.. Çengel gözlerinden kaçırdım bakışlarımı, küskün bir düğüm atarken ellerime, kuşağından döndüğüm özlemlerimi gömdüm yüreğime, bir zeytin ağacının gölgeliğinde
tabureye tekmeyi sallamak benden öte, senden ziyade..
Özlemlerine gem vuramayan biri varsa burada, varlığını aradığından değil, anılarını yaşattığından..
anıların kıskacında olmamak evladır tabii ki, benimkisi güz avunmaları gibi birşey işte
Anilarla yasamak 🙁 hos olmasa gerek…
Ziyaretçi writes:ilmek ilmek hasretle doku(nama)mak..
” beynim tıpkı bir sorular harmanı, kafamda sorular cevabı isli ”gezip durmak yorgun ve avare.. kime ne gam?hasretleri tesbih yapmak değil avuntum, imamenin kırılmasıydı endişem.. tıpkı bile bile lades’e olmayan endişem gibi, üzüntüm kemiğin kırılmasıydı..doku(nama)mak ise, evet, her ilmek hasret!
yol’luğum yüreğim, elde var hasret, yollara revan olmuşken hendesesin de kıvranır benliğim.. gitmeyi pay, kalanı payda ise, elverir gidişlerin dönüşü de olmayacaksa, pejmurde adımlarla geçip içimden gidilecekse, gitsin! demek bu yüreğe ne gam, ne gam!
Adım atmazsan yol alamazsın ki..Yol verin gitsin..;)
ben de oradaydım.,bir farkla.. ‘nasıl bilirdiniz?’sorusunu cevaplamadım!
🙁
Özne yere düşmüşken sıfatlara abanmak ne kadar abes ise, vefa ya ihanet edecek nice oyun bozanı kıs kıs güldürmek de ayrı bir meşguliyettirpişmanlık hiç avuntu olma malı, ilmek boğaza geçtiyse, son durak, veladdallin amin!yoksa, canı dide de kılmayı kim istemez?
üzülme, görecek günler var daha.. 🙂
Dar ağacına asılmış duygularının; görecek günü olsa ne yazar ki …
bir cümlen;kurşuna diziyor cümlelerimi…cümle cümlelerin arasında bir tek cümlen;ruhuma atılmış bir bomba gibi..nihayet..nihayet yetişti,Sala’sının sesi..
Dudaklarında sessiz cümlelerin izi..
içinden gelen her neyse onu söyle yalnızca.ya da sus !
üfleyerek geçen acılar belli, hangi kesik iz bırakmaz ki?
Haklısın galiba..
içimden geçenleri dillendirmede cimri davranıyor kelimelerim.. kimbilir, belkide pay edilmeyi istemediğinden, kıskançlığıdır yüreğimin 🙂
sanırım ben haklılığın değil de, galiba’nın kanatlarındayım:)
😉
zebil writes:..geçmişten nefes alıp geçmişe nefes verdimanılar kemirdi yüreğimifelç oldu hislerimKahraman Tazeoğlu
geçmişin ardından bir ses, bir nefes olsaydı ne hoş olurdu ne hoş
yürek yürek de, zaman zalım a güzel ablam
oy havar! meşin değil ki bu yürek yürek…eyvallah
geç- mişli zamanları.an budur.vesselam