zebil writes:haliniz daime yaklaştıkça, gün gelir ve eksilip artmamış yarımınız tamamlar sizi… ki öyle ya, bu evrende bütünden doğmamış bir yarımın varlığı düşünülemez. elbet öteki yarımınız da benzer hal üzeredir ve yokluğun sızısındadır…tez vakitte tamamlanmanız ümidiyle.
zebil writes:tamam dediğiniz an, eksik zamanlarınızı andığınızda soğukluğun aksine yumuşacık bir his yayılırsa kalbinize doğru, işte tam o vakit tamaml(anmak) fiilinin sizde vücut bulduğuna inanabilirsiniz. umarım tamam demenizle tamamlanmanız eş zamanlı olurlar:)
tenakuzlarla hemdem olan bir ruhdan tamam demeyi beklemek.. ama yine de hissediyorum şu an, yumuşacık bir his yayılıyor kalbime.. galiba tamam.. hatta tastamam ilahi! sürûr gibisiniz.. haydi tamkalın 🙂
zebil writes:böylesi daha bi güzel geldi sanki… öyleyse telgraf çeker gibi işin özüne değinip ve en sonunda tamam diyerek noktalamaya gerek yok sanırım. anı paylaşmak adına ara sıra kelimelerin dağılmasına izin versek mi bilemedim:)
gel-geç yaşattırılmış duygulara inat!yârin yar bakışlarına göz süzmelerle yanaşmalı.. usulcavarsın olsun bi de, -buldum! demenin hoyratlığıylabuluşsun.. su ve tohum.
zebil writes:ve çok hafif bir çıtırtıyla tohum da can buldu.. ki zaten damlanın böylesi bir keyifi buluşmayla taçlandırmaması içten bile değildi.. duyumsattıklarınız adına teşekkür boynuma borçtur:)
zebil writes:gene de siz bu borcu yiğitliğimize verin ve yazın alacaklılar defterine adımı:) hem merak da etmeyin işi böylesi yiğitliğe vurduktan sonra, hesabı sarı çizmeliye yüklemez kendimiz öderiz:)
yo yo böylesi cânım bir meseleyi kursağa bağlama malı diye düşünüyorum:)hatta birşey daha diyeceğim de, onu da sonraya mı saklasam?gerçi bizim kursak da zorda ama.. 🙂
doğrusu artık soruların ve de cevapların da içinin boşaltıldığı kanaati bende hakim olduğundan, her ne ise düşüncem, kendi değirmenimde harmanlayıp, eleği de kendi duvarıma asma taraftarıyım..illa ki, darlamamak lazım; çarklar o denli hassas:)ve tabii ki, bunlar benim genel düşüncem.. ve ben onlara saygı duyuyorum:)
bak şu kabaran dalgalarda ki köpüklere; köpük değil onlar, anla!
ne peki?
yüreğim!
ben de yarımım seni bıraktığım gibi…
teşekkür ederim
:up: güzel
eyvallah..:) :up:
:love:
demiştim dimi sana kocaman yüregin var diye 🙂
teşekkür ederim 🙂
ben ediyim teşekkür siz etmeyin efendim 🙂
zebil writes:haliniz daime yaklaştıkça, gün gelir ve eksilip artmamış yarımınız tamamlar sizi… ki öyle ya, bu evrende bütünden doğmamış bir yarımın varlığı düşünülemez. elbet öteki yarımınız da benzer hal üzeredir ve yokluğun sızısındadır…tez vakitte tamamlanmanız ümidiyle.
yo yo anlaşmak önemli değil;an’laşmak adına idi sevinç kanatları.. ezcümle, tamam! 🙂
zebil writes:tamam dediğiniz an, eksik zamanlarınızı andığınızda soğukluğun aksine yumuşacık bir his yayılırsa kalbinize doğru, işte tam o vakit tamaml(anmak) fiilinin sizde vücut bulduğuna inanabilirsiniz. umarım tamam demenizle tamamlanmanız eş zamanlı olurlar:)
‘tamam’ demek tamamlanmak mıdır?(yarım olan tarafım soruyor)
tenakuzlarla hemdem olan bir ruhdan tamam demeyi beklemek.. ama yine de hissediyorum şu an, yumuşacık bir his yayılıyor kalbime.. galiba tamam.. hatta tastamam ilahi! sürûr gibisiniz.. haydi tamkalın 🙂
zebil writes:öyeyse an itibariyle fazla söze gerek yok:)tamam!…
zebil writes:böylesi daha bi güzel geldi sanki… öyleyse telgraf çeker gibi işin özüne değinip ve en sonunda tamam diyerek noktalamaya gerek yok sanırım. anı paylaşmak adına ara sıra kelimelerin dağılmasına izin versek mi bilemedim:)
heybemizde tutmaktansa elbette.. savurmayalım, serpelim tabii ki kelimeleri:)
zebil writes:rüzgar esmeye hafiften başladı bile, vakti yakındır heybemizdekileri serpmenin… 🙂
ne çıkarsa bahtıma.. özlemle bekliyorum hasat zamanını 🙂
zebil writes:elbet vakti gelince tohum gizindeki zümrüt yeşilini ortaya çıkarır lakin bunun gerçekleşmesi sızı-nın artmasına bağlıysa doğrusu istemem tohumun suyla buluşmasını..
sızı-ntının münbit bir tohuma denk gelmesi ümidi ile:)
damla, katrenin keyfiyetizerre, semânın..duymak ise, gönlün keyfiyeti.. keyif ile, duydum, duydum!:)
zebil writes:siz kovanızda suyu taşımaya devam edin, çatlaklardan sızanlar serpiştirilenlerin yetişmesi için yeterli olacaktır;)
bakmayın yersiz-zamansız serzenişlere bence ümid ile sızmalı, aşk ile vuslat!hep derim, yine diyorum; ne hoş olurdu, ne hoş:)
gel-geç yaşattırılmış duygulara inat!yârin yar bakışlarına göz süzmelerle yanaşmalı.. usulcavarsın olsun bi de, -buldum! demenin hoyratlığıylabuluşsun.. su ve tohum.
zebil writes:duydunuz mu? damlaların sesi ne kadar da huzur verici, gerçekten de hoş:)daim olsun öyleyse..
zebil writes:ve çok hafif bir çıtırtıyla tohum da can buldu.. ki zaten damlanın böylesi bir keyifi buluşmayla taçlandırmaması içten bile değildi.. duyumsattıklarınız adına teşekkür boynuma borçtur:)
zebil writes:gün rutinini devam ettirdiği müddetçe elbet ışıması görmemiz gerekene akseder,buna inanıp bazı şeylerin kursakta kalmayacağını ümit ediyorum:)
efelerin efesi edası ile de olsa vefa, size yakışanı tabii ki, lakin sevincimiz, görecek günlerin var olmasına:)
zebil writes:gene de siz bu borcu yiğitliğimize verin ve yazın alacaklılar defterine adımı:) hem merak da etmeyin işi böylesi yiğitliğe vurduktan sonra, hesabı sarı çizmeliye yüklemez kendimiz öderiz:)
bence borçlanmayın, kamçının ötesine geçin 🙂
zebil writes:ee böylesi bir soruya onaylayan bi cevap beklemiyorsunuz sanırım.. hem kursağı da çok darlamamak lazım:)
yo yo böylesi cânım bir meseleyi kursağa bağlama malı diye düşünüyorum:)hatta birşey daha diyeceğim de, onu da sonraya mı saklasam?gerçi bizim kursak da zorda ama.. 🙂
doğrusu artık soruların ve de cevapların da içinin boşaltıldığı kanaati bende hakim olduğundan, her ne ise düşüncem, kendi değirmenimde harmanlayıp, eleği de kendi duvarıma asma taraftarıyım..illa ki, darlamamak lazım; çarklar o denli hassas:)ve tabii ki, bunlar benim genel düşüncem.. ve ben onlara saygı duyuyorum:)
zebil writes:saygı bizden.. ümit ederim ki düşünceleriniz sizi yanıltmaz ve cevabı dışarıda aramak zorunda kalmazsınız. hayırlı sabahlar:)
ümid, bu fakirin de ekmeği, hem de hoytatca bölebileceği..size de efendim, size de hayırlı sabahlar, aydın olsun gününüz, günümüz..:)