İç

Ne tuhaf değil mi; seneler geçiyor, zamanla birlikte her şey değişiyor; oysa iğde’nin kokusu hep aynı hep aynı… Vallahi söğüt olmak istiyorum; her yöne meyil veren, her yöne eğilen.. selvi kendi derdine yansın!

32 Replies to “İç”

  1. çınar sadece gölgelik işine yarar, bir de mezar başına.. dut ise etrafına su vermez kurutur..(bkz.yeşillik ve ot bilimleri) :smurf: :ko:

  2. yok yok eninde sonunda yanar ama bilmem ateşle mi başka bişiyle…ben de çınar ağacı olmak istiyorum ya da bir dut ağacı 🙂

  3. sen bir söğüt ağacısın gülhane parkında..yanlız polis de bunun ölee bi farkındaki…o zaman sen kendi derdine yan!:P

  4. O kuran okuyup okumama meseline göre söylenen bir benzetmeydi..benim kastettigim her halukarda yıkılmayan,her mevsim meyve veren, güzel olan,sağlam olan bir ağac(mümin) örnegiydi..tıpkı yazıdaki söğüt gibi..için dışın bir olsun moremomoremo kardeşim..

  5. sevgili arkadaşım genç,sizin gibi enerjik arkadaşları olunca insanın, yankısı da cüssesi ile orantılı oluyo demek ki.. :ko: …yetişememe mevzuu na gelince;yetişmek istenen yere mutlaka yetişilir.. örnek: yüksek ise altınıza tabure alın.. :ko:

  6. şimdiii funya dan başlayalım.. sevgili kardeşim, ben de selvi severim, selviyide dışlamadım..söğüt olmaktan kastım farklıydı, selviye nazire yapışım çookk farklı.. ama, yazı işte..ve ben, gerçeken de mezarımı satın aldım..ama baş ucuma çam diktim, niyeyse? 🙂 hazır ve nazır beni bekliyor hasretle.. ha, ben hazır mıyım?.. sahi er kişi niyetine dendiğinde ben duyacak mıyım?…ya, umarım ciddiye almazsınız..benimkisi laf olsun işte..:)

  7. bir acım var o da olmasa insan olduğumu unutcamacı duymak iyidir.hissizliğe perdedir…en azından Rabbim sorduğunda kırık bir kalbim vardı Allahım derim…

  8. Moremomoremo bak selviler küsmüsler sana hediye olsun istedim buda sana…Yeni taşındığı Apartmanın bahçesine, birkaç tane de mezarlık ağacıolarak bilinen selvi ağaçlarından dikmişti Ahmet Bey. Niyeti ağacabaktığında ölümü hatırlamaktı. Dünyasını kazanmaya çalışırken ahiretinvarlığını da unutmamaktı. Daire komşuları da onun bu düşüncesindenmemnun olmuşlardı.Bir gün, bu ağaçları sularken, yoldan geçen bir grup hanımdan biri,Ahmet Bey’e yaklaşıp sordu:- Apartmanın üst kalında perdesiz camlar var, acaba bu apartmandakiralık daire var mı?Ahmet Bey, soruyu soran hanıma, “sahibi taşınacak” demeye fırsatbulamadan, gruptaki hanımlardan birisi sinirli şekilde bağırdı:- Ne yapıyorsun Türkan?- Daire kiralık mı? diye soruyorum.- Deli misin sen Allah aşkına?- Niye deli olayım? Sen, kiralık ev aramıyor musun? Sana yardımcıolmaya çalışıyorum.- Ev arıyorum da, bu binadan daire kiralanır mı hiç, görmüyor musun?Kadın etrafına bakındı, bir şey göremeyince sordu:- Ben bir şey göremiyorum. Sen ne görüyorsun söyle.- Ne göreceğim Türkancığım! Baksana bahçeye mezarlık ağaçlarıdikmişler. Her gün mezarlık ağaçları seyredilerek bu binada yaşanırmı?Ve selvi ağaçlarından rahatsız olan kadın, son sözünü söyledi:-Yürü Allah aşkına! Memlekette kiralık daire mi kalmadı. Bahçesindemezarlığı hatırlatan ağaçlar dikili bir apartmanda oturulur mu hiç?Onlar hızla uzaklaşırken, Ahmet Bey de, selvi ağacının altında, şaşkınhalde kalmıştı. Gülmek mi gerek, ağlamak mı, bir türlü kararveremiyordu.Ahmet Bey bu olayı, yakın dostlarına ibret vesilesi olsun diye zamanzaman anlattı. Hatta dostları arasında, o kadını tanıyanlar bileçıktı.Yıllar yılları kovaladı. Bir gün öğle namazını kıldığı semt camiinde,Ahmet Beyin kulağına, cenaze imamının gür sesi geldi:- Hatun kişi niyetine!Ahmet Bey de, cenaze namazına iştirak etti. Namazdan sonra cemaattenbiri, Ahmet Bey’in kulağına eğilerek şu sözleri fısıldadı:- Namazını kıldığın bu kadının kim olduğunu biliyor musun?Ahmet Bey nerden bilsin?- Kim olduğunu bilmiyorum, dedi. Kulağına fısıldayan adam, derin birnefes alarak, şu şaşırtıcı açıklamayı yaptı:- Vaktiyle bize anlattığın, bahçede mezarlık ağacı görmeye dayanamayanbir kadın vardı ya? Bu cenaze işte o kadının cenazesidir.Ve şöyle tamamladı sözünü:- Şimdi onu, bir selvi ağacının dibine kazılan mezarına, gömmeyegötürüyorlar.

  9. ben bir dut ağacı olup ,dallarıma serçeler konsun isitiyorum.sevgili arkadaşım moremomoremo son günlerde maşallah çok enerjiksiniz hızınıza yetişemiyoruz :)bahrdan mı yoksa 🙂

  10. ”babaannemdi galiba ” :):):) yani yan komşuda olabilir? oyy gencim benim, süpersin valla :)bence sen iç içe olmuşun anacım.. :faint: *ah mavera kardeş ahh! bundan önce bir resmi vardı, hele onu görseydin ah 🙂

  11. muhabbete yetişememişim ama ekliyim yine de..bilumum meyve ağaçlarını çok seviyorum ben(aklı,fikri yemekte olmak :rolleyes: )buralara geleli de en çok zeytin ağaçlarını seviyorum nedense……birde benim mezarda hazır…kusurlarımızdan olsa gerek korkmamak ne mümkün,korkudan gidip göremiyorum bile ne ağacı var başucumda 🙁

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *