gerçek diyorum ama… ben artık cümle kurmayı bıraktım.sadece okuyorum.yaşadık ve bitti. bitince yazılmıyor.mesai saatlerine bağlanmış “böcek” gibiyken değişimi yazabilirdim kafkadan belki. onu da kafka yazmış 🙂
Birşey var aramızda birşey var aramızda senin yanan yüzünden belli benim dilimin ucundaaşk…edebiyat yapcağız die parçalanmışsnız :)aşk’ı mı bilimediniz..
‘yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir’ diyor İsmet Özel.ve’şairler yaşamadıklarını yazarlarama o yazılacak olanı yaşarlarsa susarlar’ diyor Sezai Karakoç.ve Tarık Tufan da diyor ki:’içinden bir cehennem geçen ve bir cehennemin içinden geçen cehennemi anlatmayı aklına getirmez’işte suskunluğumuz bu yüzden.bu yüzden hayatın enkazında can çekişiyor kelimelerimiz.ve bir şair veya yazarın cümlelerinden tutunuyor hayata.bu yüzden kekemeliğimiz.
“sen ve ben aramıza giren ve’yi düşünürken, ‘biz’ kelimesi boynu bükük duruyor bak “dizelerinden yola çıkarak diyorum ki arada hiç bir şey olmasa keşke 🙂
dilimin ucunda kekemeleşmiş bir sevda sözü var…
(yaşayan bilir)
yazan yaşıyor da olabilir evet ama bi gerçek var hem yazamıyorum hem yaşayamıyorum
belkide, yazıdır yaşanan..
genel anlamda söylemiştim :)sözcükler içimde duruyor hatta ölüyor.,yaşayan yazıyor.
beyhude savrulmalar…………
ah!!!keşke kekeme olsam..ve seni ne çok sevdiğimi söylesem uzun uzun..
ben kekemeliğimle susmayı seçiyorum..
estağfirullah..böyle derseniz bende abondone olurum ama.. 🙂
boşverin.. herkesin kafkası kendine.. :)ha, birde, yaşadık ve bitti derken..benlik bir durum değildir sanırım?:)
savrulmanın bile asaleti olmalı, beyhude ye nazire yapar gibi..hâl, o hâldir..
🙂 biber acı.. hayat da acı..gibi oldu..ama, haklısınız.. süreç bir çırpıda katedilmiyor.. ‘ ama ‘ demeklede beyhude savrulmalar önlenmiyor, bilesiniz(yaşayan bilir):)
bu savruluşlar hayra alamet değil…yaşayan bilir.umarım çiçek tozu gibi savruluyorumdur. yoksa halim…
gerçek diyorum ama… ben artık cümle kurmayı bıraktım.sadece okuyorum.yaşadık ve bitti. bitince yazılmıyor.mesai saatlerine bağlanmış “böcek” gibiyken değişimi yazabilirdim kafkadan belki. onu da kafka yazmış 🙂
yanlış!sen konuş kekemeliğinleben yudumlayayım seni hece hece
arkadaşım bu kırık dökük edebiyatım nakavt oldu cümleleriniz karşısında 🙂
aşktan başı dünüp ve savrulmak ve Rabbim başım dönüyor benim sana şükürler demek vardı…oysa.
hah! işte bu!:)
Birşey var aramızda birşey var aramızda senin yanan yüzünden belli benim dilimin ucundaaşk…edebiyat yapcağız die parçalanmışsnız :)aşk’ı mı bilimediniz..
vardı tabi.. hemde ne var olmak.. ‘ yok ‘ hicap duyup kaybolurdu!şükür ve eda faslında.. ‘ etmek ‘ bağlaç’tan ziyade olmalı, derim ben.
‘yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir’ diyor İsmet Özel.ve’şairler yaşamadıklarını yazarlarama o yazılacak olanı yaşarlarsa susarlar’ diyor Sezai Karakoç.ve Tarık Tufan da diyor ki:’içinden bir cehennem geçen ve bir cehennemin içinden geçen cehennemi anlatmayı aklına getirmez’işte suskunluğumuz bu yüzden.bu yüzden hayatın enkazında can çekişiyor kelimelerimiz.ve bir şair veya yazarın cümlelerinden tutunuyor hayata.bu yüzden kekemeliğimiz.
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek
gel gel!:)
eyvallah.. serptiklerinizi yüreğimizde topladık..ah münzevi hâller
sürmez ise..’bir ihtimal daha var’
😥
e yani..
hmmm..
toz ve üfürmek.. meçhule yansıyan yönü olsa gerek.. 🙂
kabul olundu 🙂
ismimin hakkını vermeli değil mi.. 🙂
eski tozlu hatıralardan anımsadım bu sözleri.. :up:
hatırlatmaydı sadece..:)
😥
açtımmmm:)
şarkı olup düştüm dillerden dile..
bence.. bence Nazan hanımın dediği gibi olsun;bir ‘ile’ koy aramıza.. deyip, iktifa edebiliriz:)
“sen ve ben aramıza giren ve’yi düşünürken, ‘biz’ kelimesi boynu bükük duruyor bak “dizelerinden yola çıkarak diyorum ki arada hiç bir şey olmasa keşke 🙂
sen ile ben…hımm :rolleyes: sonuç yine “biz”e çıktığına göre,kafi gelir pekala
🙂
pek âlâ..:)
şarkı üzerine bikaç şey söledim sadece parçalanamayacak kadar güzel bi şarkı sevgili mavi 🙂