Günlük yaşıyoruz vesselam… Gençliğimde, '' taze yaşıyorum, bayatlamadan '' diyordumda, değilmiş meğerse. Yitip giden yıllar ardına bakmadan, bizi bize bırakmadan, har vurup harman savurdu. Ötelere fırlattı da, '' sonradan fark ettik taş ın sert olduğunu '' Geçti ah ömrüm, bir perde film gibi..
Bir yönüylede düşününce, şairin dediği gibi, '' bedava yaşıyoruz bedava! '' sözüde '' cuk '' oturuyor.
Mâlesef ve mâlesef hemdem olduğumuz hayatımızın tek gailesi, yaşam standartımızı ne kadar yükseltip genişletebiliyorsak o kadar mutlu olacağımız yanlış! ına kendimizi heba etmemiz. Gözümüzü bürüyen hırs, at gözlüğü misali.. bundan haberimiz yok! Olmayacakta!
'' Mânâ eksenli '' sözü, çoğumuza matematik deyimi gibi geliyor artık. '' Çıkarsız, karşılıksız, gönül kazanalım '' gibisinden bir amaç, safdillik oldu!
Bize biçilen rolü bihakkın yerine getirme telaşı almış başını gidiyor..Nereye?
Esiri olduğumuz maddi! bağımlılığı hangi '' izm '' açıklayabilir? – Hiç!
Sevgi, merhamet, dostluk ve bu gibi hasletler, hasıraltı; Kör gözüne parmağım, dümen suyu olmuş!
Öz' ümüz olan sevgi bağları, özümüzden gayrı, gözümüzde çapak! misali..
Bize '' aptal! '' rolü biçilmiş, biz derdimize yanıp ağlayacağımıza, rolümüzün yakışıp yakışmadığıyla haşır neşir, şen kahkahalar savurur olduk, bezgin ruhlarımıza..
Kendimiz olamadık, '' başkaları '' sözü, gerçekten başkaları oldu. Burun kıvırdık. Kıvırdığımız sadece burnumuz olsa yine iyi! İşin içine '' gerdan'ı '' da kattık! Komik olduk..Heyhat!
'' Dünya benim etrafımızda dönüyor '' handikapından, ruhumuzun depremlerinden, başıboş saatlerimizin doludizgin harcanmasından, hiç erinmedik, hiç gocunmadık hiç!
Sevda yüklü kervanlar, kapımızın önünden geçti de, biz bilmem hangi acube saçmalığın avaresi olduk!
Sevmedik! Sevilmedik! Bir çift sevdalı bakışa nakış olamadık!
ah ile vah arasında sıkışıp, yıkık dökük bir sevdaya dahi râm olamadık!
Olamadık… Olamadık.
şair ne güzel demiş..”.. halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti..”
” Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi ” diye, diyesimde yok 🙂
🙂