Esir, esaretinin farkında olmayıp, hâlâ özgürlük türküleri söylüyorsa, bilmem ki; bu garabet ne ile izah edilir? Kırk haramiler çepeçevre kuşatmışken, haramzâdeler içten kemirirken, kasvet ve dalalet hüküm sürerken, rahmet mânâsını yağmurda arıyorsak, nicedir ki hâlimiz, ne ile izah edilir?
Yine de ama yine de açalım kirli ellerimizi;
'' el-hakku ya'lû velâ yu'lâ aleyh '' ( Hak daima üstün gelir )- A'raf 7-128,
'' ve'l-akibetü li'l müttakîn '' ( sonuç takva sahiplerinindir )- Hûd 11-49
diyelim, umulur ve dilenir ki, Allah'la (cc) vefa münasebetimizi bozmazsak, Ayet, bihakkın tecelli edecektir, inşaallah!
Allah (cc); '' Andolsun ki, Tevrat ve Zebur'da da Yeryüzüne mutlaka sâlih kullarım varis olacaktır, diye yazdık '' buyuruyor.
Cenab-ı Hakk'ın olacağına dair yemin ettiği bu gerçeğin, tahakkuk edeceğine hiç şüphemiz yok. Lâkin, neden başlangıç sebebi biz olmayalım? Sâlih kul olma şerefini niye biz kazanmayalım?
Bugün yaşananları zulüm olarak algılıyorsak, hiç düşündük mü, ya sebebi?
Rica ederim şahsi hayatımıza bir göz atalım, geçmişimizi bir sorgulayalım da, sonrasında yaşadığımız şeylere veryansın edelim.
Kendi iç derinliğimizin farkında olmadan, sığlığımızla debelenirken, hükmedeceğimiz dünyanın derinliklerini nasıl algılayabiliriz ki?
Hükmü veren Allah!
Neden meseleye sebebler dairesinden bakmıyoruz?
Haşa! Yüzbin kere haşa! Yoksa Allah’ın adaletinden şüphemiz mi var?!?
Lafla peynir gemisi yürümez! ‘’ Kahrolsun ‘’ demeklede kimse kahrolmuyor. Ki, son kertede, kahrolsun denilen kahrediyor!
Ha, kahrolmayalım mı? – El insaf! Ondan bahseden kim?
Yaprak bile Rabb'imin emir ve isteği olmadan kıpırdamıyorsa, nefes alış-verişimizin idrakine varalım.
Kalbimizin atışları ritmik; ya yaşantımız?..
O, sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun (dinlenme), Güneş ve Ay’ı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah’ın takdiridir. (96enam) evet rabbimin bizler için taktir ettiği nimetler saymakla tükenmez ve sizinde değindiğiniz üzere acaba sebepler dairesinden bakmamakla mı kaybediyoruz yada çok şükretmemekle mi?merhametini esirgemeyen Allah yanlız yememiz,içmemiz ve rahat etmemiz için göndermedi elbet bizleri bu dünyaya… O’na yemekle içmekle gezmekle tozmakla kul olunmaz elbet … merhametini bizden ne istediğini bildirerek de göstermiştir rabbim ya o emanetleri vermeseydi bizlere ki onlar;KURAN VE SÜNNET sanırım o zaman halimiz nice olurdu.problemin formülü verilmiş çözmek,uygulamak bize ait. İslam ahlakına göre yaşamak nasip olur inş.hayata geçmediği sürece sözün pek kıymeti kalmaz elbet.aşağıdaki ayette belirtildiği üzere ‘eyvah’diyenlerden olmayız inş.dileriim Allahın selamına mazhar oluruz..onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır, Bizim size bir kavuşma-zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız değil mi? (Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: “Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp-döküyor?” Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf Suresi, 48-49)
Hülyalarımızın ufkumuzla birleşip, aksiyon ile atbaşı gideceği zamanların geç kalmaması adına yapılacak-yapılan herşeye kayıtsız-şartsız imkanlarımızın azamisi nispetinde dahil olmalıyız. ” eyvah! ” son sözümüz olmamalı, inşaallah.. Takdir Allah’ındır.
inş…