Nefs

Gönüller Sultanı (sav) '' Allahım göz açıp kapayıncaya kadar beni nefsimle başbaşa bırakma! '' demiş ise, bizlerin bu sözden, şunu idrâk etmemiz gerekir. O bile nefs denen zorluğun ömür boyu süreceğini ve bundan korkarak, hâl ve hareketlerini tanzim etmeye gayret göstermiş ise, Bizler de Rahman'ın (cc) Rahmet sıfatına müracaat edip, Efendimizin (sav) şefaatine mazhar olma gayretimizi pekiştirmek gereğini aklımıza adeta kazımalıyız…
Alemin yaratıcısı (cc) kudret ve azametini iki harf '' ol! '' kullanarak biz kullarına göstermiş, bizleride kulluk esasına göre var etmiş ise, deyim yerinde ise bu durumda '' Sübhanallah '' demekten öteye ulaşmayacaktır-ulaşmamalı sözlerimiz…
Rahmet sıfatına sırtını dayamış insanoğlu içinde bizler -teşbihte hata olmasın- '' torpilli '' sınıfındayız. Nedenine gelince, düşünün bir kere, Dünya ya direkt Müslüman gelmişiz. Herhangi bir coğrafyada, herhangi bir inanışa sahip insanlar olabilirdik. Her türlü aykırılığın yaşandığı bir kabilede de doğabilirdik. Oysa bunca felaketle sonuçlanacak oluşumlardan İlahi el bizi şefkati ile tutup, Gül bahçesine yerleştirip, Müslüman olarak dünyaya gelmemizi murad etmiştir. ( Tabii ki, her fıtrat İslam üzere doğar )
Sadece bu bile başlı başına büyük bir nimettir ve o oranda şükür ister. Birileri, sosyal hayatımızda, '' şöyle yaparsan senin için daha iyi, prensibin böyle olsun, mesaini şöyle şekillendir '' gibisinden uyarıcı, kendi menfaatimize yol gösterici sözler sarf ettiğinde, sözlerin herbirine ayrı ayrı değer verip istikamet belirleriz. Aynı akıllı insan fizibilite raporlarını kendine sunan arkadaşının kıymetine istinaden, teşekkür ve minneti borç bilir.
Kul olmanın bilinç ve gayreti ile Allah a karşı şükranlarımızın ifade edilişinde sözlerin ya da yapacaklarımızın kifayet etmeyeceği bilincinde ve idrakinde olmalıyız. Yine aynı bilinçle '' herşeye rağmen '' diyerek, O'na müracaat etmemizin ve ibadetlerimizin kırık-dökük hâlinin mahcubiyeti içinde, '' Allahım sana geldim, hep sana geldim '' niyâzımızı, kalbi balansımız tam, dilden düşürmemeliyiz.
Her insan manevi gücü ile orantılı olarak, yaptığı ibadetlerden zevk- tad alır; ibadeti esnasında ayrı bir boyut kazanıp, lezzet alır. O'nun formüle ettiği ibadet şekli ve kalıblar içinde yaptığımız ibadetler, inşaallah '' yediveren güller '' misâli olup, bereketlenecektir.
Bilemeyiz ki, Fatiha okurken kimbilir hangi kapıların anahtarları verilecek, Namazda rükû da iken hangi dar yolumuz ferah feza olacak, secdemiz hangi alına denk düşecek, bilemeyiz… Velev ki bunların hiçbirini şimdilik bilmeyelim, '' acaba '' kelimesinden fersah fersah uzak biz '' Allahu Ekber '' diyelim, eyleyen muhakkak güzel eyleyecek.
Gelin hep birlikte gönülden '' Amin '' diyeceğimiz duayı edelim;
'' Allahım bizi göz açıp kapayıncaya kadar nefsimiz ile başbaşa bırakma, Amin… ''

5 Replies to “Nefs”

  1. ” Allahım bizi göz açıp kapayıncaya kadar nefsimiz ile başbaşa bırakma!… ” Amin İnşallahürrahim…Allah razı olsun…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *