Offf off! desem içim mi soğur?
– hayır!
El emân edip iç çekmelerimiz kaç vakit daha devam edecek?
Cevap; Belli değil!..
Derdest edilmiş gibiyim. Bulanık bakıyorum. Zannımca,kendimde görünmüyorum…
Anlamıyorum, anlatamıyorum, anlaşılmıyorum, anlaşamıyorum.
Girdap içinde dönerken uç noktadan savrulup, olanca hafifliğimle! yere çakılıyorum…
Burnumu çekip yutkunamıyorum. Birçok şeyi artık yutmuyorum, yutamıyorum…
Hercai yim, sabırsızım, gönlü kırık arsızım..!
Zembille inmedim farkındayım. kesir haldeyim çarpımlara inat!
Burgu yüreğim, çengel gözlerim, sazan belleğim, dikenli ellerim, farkındayım…
Biçtim kendime, diktim el'e, içtim kendime, hislendim kendime, çok olmadım; hep kendi kendime, baktım kendime, irkildim hiç! liğime..!
Pervasız yaşadım, pervane oldum, yalan dolu kalplerde riyâ oldum. Ah ile vah arasında onulmaz kederlere düçâr oldum…
Har vurup yürek savurdum. İkiyle toplayıp beşten çıkardım. Zakkum yedim zıkkıma inat! Kızılcık şerbetlerinde boğuldum…
Bakan gözlere akan gözlerle seslendim, elim dilimde kaldı. Boş verdim herşeye,
boş aldım herşeyi. Dolduramadım heybemi. Baka kaldım muzdarip, ayağı yanık it gibi!
Olmadı olmayacak bun/dan söz, dan olmadan olmayacak mı söz?
Ser verdim sırda boğuldum…
Nerelere gidem?