Allah (cc), çizgimizi belirleyip, onu korumak adına '' okunsun '' diye, Kur'an-ı Kerim gönderdi. Rahmet-i İlahinin ve dolayısı ile hem yüce dinimizin, hem de Efendimiz (sav) mucizelerinden olan bu kutsal kitabımız, bizler için geçmişte olduğu gibi, gelecekte de, saran ziyâsı ile, ebede hiç sönmeden ulaşacaktır; Allah'ın izni ile…
Düşündüm de, herşeye gücü yeten Rabbim -Amenna- acaba kitap şeklinde her an elimizin ulaşabileceği hâlde değil de, Ayetlerini hergün gökyüzüne ayet ayet yazsaydı? Pekâla bunu da yapabilirdi; ama yapmamış!
Varsayalım ki öyle olsun;
* Ya, hava o kadar güneşli ki, bakınca gözlerim kamaştı; okuyamadım!
* Hava bulutluydu, bazı harfleri seçemedim, günah -eksik- olmasın diye okumadım!
* O kadar soğuk-sıcaktı ki, dışarda durmak ne mümkün; okuyamadım!
* Tam okuyordum uçak geçti/ Kuş sürüsü geçti dikkatim dağıldı; okuyamadım!
* Karşımıza şu yüksek bina yapılana kadar ne güzel hergün okuyordum, oysa şimdi tüh!
* Gündüz iş, güç çok yoğunum ben, bir ara bakayım dedim, hava karardı; okuyamadım!
* Hafta sonu, şu arabayı bir yıkayayım da..
* Çocukları kıramadım, pikniğe gittim. Temiz hava olunca, uyumuşum, zor kaldırdılar…
* Ben kendime '' ne o gözün yine yukarlarda dedirtmem kardeşim!..
* Ayol tam niyetine girdim, altın günüme denk geldi…
* Hazır güzel havayı bulmuşken, annemlere gittim. Zaten ayda yılda bir gidiyorum…
* Gün boyu araba kullandım, gözlerim kan çanağı baksana, başımı kaldırmaya mecalim yok…
* Kızım-oğlum, önüne bak yukarı değil, hem sen daha çocuksun. Allah günah yazmaz size…
Kem-küm, falan-filan, vs. vs…
Sanırım! Rabbim kullarına bu şekillerde eziyet olmasın diye, Kitab şeklinde murad etti…
Yorum mu? – Yorum yok!
Yazdan kalma güzel havalar hüküm sürmekte bu aralar, dışarı çıkıp keyfini sürün…
Arasıra gökyüzüne bakmayı ihmâl etmeyin… Olur ya!